27 Ocak 2017 Cuma

Kitap Yorumu: Uğultulu Tepeler - Emily Brontë

TANITIM

Kitabın adı: Uğultulu Tepeler 
Orijinal adı: Wuthering Heights
Yazar: Emily Bronte 
Sayfa sayısı: 343 
Türü: Klasik, Romantik, Gotik 
Goodreads Puanı: 3,82
Puanım: ★★★ 

Emily Bronte'un romantizmin en üst noktası kabul edilen ve yazarın hayatı boyunca yazdığı tek kitap olan "Uğultulu Tepeler", 'Aşkın gereği nedir?'i sorguluyor. 

Birbirlerine aşık olan, ama zaman içinde farklı yerlere sürüklenen bir çiftin çocuklarının da birbirlerine aşık olmaları ile iyice sarpa saran bir aşk öyküsü... Romantizm akımının önemli temsilcilerinden biri olan "Uğultulu Tepeler" kimsesiz Heathcliff ve birlikte büyüdüğü Catherine'in nefretle beslenen ölümcül ve ölümsüz aşk hikayesini anlatıyor.  

Herkese Merhaba!

Şimdi "bu da kim, ben böyle biri takip etmedim ki" diyebilirsiniz. Hiç endişelenmeyin, aslında biz çok önceden tanışıyoruz. Sadece eskiden İki Kızın Kitaplığı olarak biliniyordum. Blog'u boşladığım uzun bir süreç sonrası büyük bir makeover sonucu The Realist Romantik olduum! Tasarım tam istediğim gibi olmadı, ama bunu bile zorla yapabildiğim için mükemmeliyetçiliğimi bir kenara bırakıp kabullenmeye karar verdim.

The Realist Romantic olarak yapacağım ilk kitap yorumuna gelirsek; Uğultulu Tepeler bir süredir okumak istediğim bir kitaptı ama her klasiği severek okuyamadığım için biraz çekiniyordum. Okulun kütüphanesinde '68 basımını görünce dayanamadım aldım. İyi ki almışım. Klasiklere karşı olan tavrımı değiştirdi. 

Kitapla ilgili beni en çok etkileyen şey, yazarı Emily Bronte'un bu kitabı 20'li yaşlarında, insanlarla iletişimi bırakın hiç bir erkekle bir iletişimi olmadan, neredeyse hiç dışarı çıkmadığı evinde yazmış. Kitap insanlar hakkında öyle gözlemler, öyle samimi sahneler ve diyaloglar içeriyor ki bu kitabı böyle asosyal biri yazmış olamaz diyorsunuz. 

Kitabın ana karakteri, hem kahramanı hem de antagonisti, Heathcliff Liverpool sokaklarında Catherine ve Hindley Earnshaw'un zengin babaları tarafından bulunup yanına alınmış kimsesiz bir çocuk. Başlarda Catherine ve Hindley ondan nefret edip dışlıyorlar, hatta eziyet ediyorlar. Sonra Catherine ile aralarında samimi bir arkadaşlık başlıyor. Arkadaşlık aşka dönüşüyor, sonra nefrete. Bir yerden sonra aşk nerde başlıyor nefret nerde bitiyor ipin ucunu kaçırıyorsunuz. Özellikle Heathcliff'in nefreti. Aşkı ne kadar güçlüyse nefreti de öyle.

Birbirlerini seviyorlar, burası kesin ama bu süreç içinde ne birbirlerine ne de etraflarındaki insanlara huzur veriyorlar. Catherine sonsuz bir bencilliğe ve kendini beğenmişliğe, Heathcliff de yıkıcı bir hırsa ve intikam arzusuna sahip. Dolayısıyla kitaba başından sonuna kadar sürekli bir kaos ve huzursuzluk ortamı hakim.

"...üstelik onu yakışıklı olduğu için değil, Nelly, onu kendimden daha çok "ben" olduğu için seviyorum. Ruhlarımızın neyden yoğurulmuş olduğunu bilmiyorum, ama onun ruhu ile benimki aynı hamurdan..."
Kitabın ikinci yarısından sonra yazar biraz paranormal olayları işin içine katıyor, ki bence kitabın en güzel sahnelerinden birkaçı bunları içeriyor. Ve bu paranormal olaylar, -burada birazcık spoiler olabilir, dikkat- Catherine ve Heathcliff'in bu dünyada huzur bulamayan ruhlarının belki daha sonrasında birlikte huzuru bulduğuna dair ip uçları veriyor.

Aynı zamanda kitapta sembolizmin örnekleri vardı, en sevdiğim Cathy ve Hareton'ın aslında basbaya Catherine ve Heathcliff'i temsil etmesi. Sonunda onları okurken gözümün önüne Catherine ve Heathcliff'i getirmemek imkansızdı.

Karakterleriyle, kurgusuyla çok yoğun bir kitaptı. Bu yorumumun da ona layık olduğunu hiç sanmıyorum ama kitabı ilk kez ve çok da iyi olmayan bir çeviriyle okumuş olmamdan dolayı tam olarak anlayabildiğimden de emin değilim. Üzerinden biraz zaman geçtikten sonra orijinal dilinde okumayı istiyorum. Hatta sonrasında tekrar okumak istiyorum - ve ben kitapları tekrar okumayı sevmem. Siz düşünün artık.


5 yorum:

  1. Uzun zaman önce okudum cok aklimda kalmamis.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap yaklaşık 40 yıllık bir dönemi konu alıyor, dolayısıyla unutmak kolay. Ama böyle olunca da tekrar okumak daha zevkli oluyor. :)

      Sil
  2. bende okumayı isterim çok ilgimi çekti hikayesi.. takipteyim blogunu bende beklerim sevgiler ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım en az benim kadar beğenirsin okuduğunda. Uğracağım bloguna da ayrıca :)

      Sil
  3. merhabalar, severek okudugum klasiklerden oldu. kitap yorumum için bloguma beklerm.

    https://kitaplarimolmadanasla.blogspot.com.tr/2017/11/emily-bronte-ugultulu-tepeler.html

    YanıtlaSil