22 Temmuz 2016 Cuma

Kitap Yorumu: Kan ve Yıldız Işığı Günleri (Duman ve Kemiğin Kızı #2) - Laini Taylor

TANITIM

Kitabın adı: Kan ve Yıldız Işığı Günleri 
Orijinal adı: Days of Blood & Starlight
Yazar: Laini Taylor
Sayfa sayısı: 490
Türü: Fantastik, Genç Yetişkin
Goodreads Puanı: 4,23
Puanım: ★★★ 





Bir zamanlar melek ve şeytan birbirine aşık oldu. Savaşların son bulduğu ve akan kanın durduğu bir dünya düşlediler. Bu dünya o dünya değil, ne hazin... 









Merhabalaar!

Uzun zaman sonra ilk kitap yorumumla karşınızdayım. Sanki ilk kez kitap yorumu yazıyormuşum gibi hissediyorum, umarım yorum nasıl yazılır unutmamışımdır. :D


Fantastik kitaplar, fantastik kitaplar... hayal gücümüzün sınırlarını zorlarlar, var olması mümkün olmayan dünyalara çok gerçekçi ziyaretler yaptırırlar, onları okuduğumuz sürece sanki biz de bir masal kahramanıymışız gibi hissettirirler bize.  Kısacası özgün fikirler ve Laini Taylor'ınki gibi masalsı bir dil bir arada olduğu sürece onlar mükemmeldirler. Bkz: Duman ve Kemiğin Kızı serisi.

Kan ve Yıldız Işığı Günleri, eğer kendimi tutup spoiler yemeseydim eminim benim için okuması çok daha zevkli bir kitap olurdu ama gelin görün ki benim gibi meraklı biri olunca kitabın sayfalarını öylesine çevirdiğinizde bile nasılsa tam da önemli spoilerin olduğu yerlere gidiyor o gözünüz. Şaka bir yana, bazı önemli şeyleri bilmeme rağmen kitapta şaşırdığım yer vardı ve tabii ki en çok şaşırdığım olay, kitabın sonunda dahi Karou'nun Akiva'ya karşı olan fikirlerinin değişmemesiydi. Fikirleri diyorum, çünkü bana kalırsa "duyguları" aslında birinci kitaptan beri, hatta bir adım daha ileri gideyim, hikayenin başlangıcından beri hiç değişmedi. Sadece onun bunu görmesi beklediğimden biraz fazla zaman alacak gibi duruyor.

Yanlış anlamayın bu konuda Karou'nun sorgusuz sualsiz Akiva'yı affetmesini kesinlikle beklemiyorum, kitabın ilk yarısındaki tavrını kesinlikle haklı buluyorum. Fakat kitabın ilerlemesiyle Akiva'ya karşı olan görüşünü değiştirecek belli başlı olaylar oluyor ve o bunları görmeksizin Akiva'yı düşman ilan ediyor, kendisi asıl düşmanının tarafında yer aldığını görmüyor. Kitap boyunca onun bu kadar kör davranması canımı en çok sıkan şeydi.

Fakat diğer taraftan, kitabın günümüzdeki Eretz'i gözler önüne sermesi, sarayları ve haremlerinin kapılarını okuyucuya açıp insanlarını - yaratıklarını mı demeliyim? - yöneticilerini, onların yaşayış şekillerini bize göstermesi kitabın en sevdiğim taraflarındandı. Ayrıca Akiva'nın kardeşleri Liraz ve Hazael'i ve aralarındaki ilişkiyi bu kitapla daha yakından tanıma fırsatı buluyoruz. 

Ayrıca yazarın anlattığı melekler ve şeytanlar (Kimeralar) arasında yıllardır süregelen o savaşın çok benzerinin aslında dünyamızda bir yerlerde şuanda gerçekleşiyor olduğunu bilmek, kitaba fantastikliğine rağmen gerçeklik katan en büyük etkendi fikrimce. 

Kitapta nefesinizi kesen aksiyon sahneleri olmasına rağmen, genel olarak bakıldığında geçiş kitabı olduğunu belli eden, daha büyük şeylerin son kitaba saklandığını hissettiren bir durgunluk da vardı bence. 

Yazımı bookstragram açtığımı belirterek sonlandırmak istiyorum. Açarken bu işin beni aşmasından ne kadar korksam da, sanırım beklediğimden daha çok hoşuma gitti. Bloga yazı girmek zaman istiyor, fakat bookstagramda gerek kısa özet şeklinde kitap yorumu, gerek sizlerle birebir iletişime geçmek daha kolay. Bloga eskisi gibi detaylı yorumlarımı girmeye devam edeceğim, eş zamanlı olarak da bookstagramda neler okuduğumu, hangi kitap hakkında ne düşündüğümü kısa kısa notlar halinde paylaşmayı düşünüyorum. Şuraya kullanıcı adımı koyayım da, belki takip edersiniz: @askyfullofbookss

Sağlıcakla kalın! 
Zeynep Ebrar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder