1 Nisan 2014 Salı

Kitap Yorumu: Obsidiyen (Lux #1) - Jennifer L. Armentrout

KİTAP KÜNYESİ:
Kitabın Adı: Obsidiyen
Özgün Adı: Obsidian
Yazarın Adı: Jennifer L. Armentrout
Serinin Adı: Lux

Sayfa Sayısı: 354

Yayınevi: DEX

Goodreads Puanı: 4.30

Piyasa Fiyatı: 21,00 TL 

ARKA KAPAK

Her şeye yeniden başlamak çok berbat.

Annemle birlikte Batı Virginia'ya taşındığımızda, kendimi sıkıcı işlere adamıştım, ta ki tüyler ürpertici yeşil gözleri ve kaslı vücuduyla yan komşumuz karşımda dikilene kadar.

Ama işler tahmin ettiğiniz gibi gitmedi.

O, ağzını açtı.

Daemon hem kabaydı hem de kendini beğenmiş bir pislikti.

Birbirimizden hoşlanmamıştık. Tam hikaye burada bitiyordu ki bir kazaya uğradım ve Daemon zamanı dondurarak beni kurtardı.

Yakışıklı uzaylı komşum üzerimde bir iz bırakmıştı.


Yanlış okumadınız. O, bir uzaylı. Daemon ve kız kardeşinin yeteneklerini çalmak isteyen düşmanları vardı ve Daemon'ın bıraktığı iz bütün düşmanları başıma toplamıştı.


Bu korkunç durumdan canlı kurtulmak içinse tek yapmam gereken üzerimdeki uzaylı izi etkisini yitirene kadar Daemon'ın yanından ayrılmamaktı.

Obsidiyen okumakla kalmayıp, bir de üzerene bolca "fangirl"lük yaptığım bir kitaptı. Konusu, kurgusu, karakterleri (Ash hariç); hepsi başlı başına mükemmel. Kitap iki günde bitti, ve güzel bir sonu da vardı.

Konusundan bahsedecek olursak; babasının ölümü ardından annesinin kararı ile küçücük bir kasabaya taşınan Katy'nin tek hobisi kitap okumak ve kitaplar hakkında blog yazmak (Evet, Katy bir blogger! Onun bu özelliği sayesinde kitabın en başında daha kıza ısındım). Ve annesi biraz dışarı çıkıp sosyalleşmesi gerektiğini düşünüyor, Katy de, yan komşularının aslında milyonlarca ışık yılı uzaklığında bir gezegenden dünyamıza gelen uzaylılar olduğunda bihaber, annesini mutlu etmek için bitişikteki komşularıyla tanışmaya karar veriyor.

Ama süper yakışıklı ve tam anlamıyla öküz Deamon kapıya çıkıp Katy'i tersleyince bunun hiç de iyi bir fikir olmadığını düşünüyor. Tabi ki bu parlak yeşil gözlü, öpülesi dudaklı, kas yığını Deamon'ından aşırı derecede etkilenmediği anlamına gelmiyor. Fakat etkilense ne fayda? Adam öküzün teki. Şimdi öküzün teki değişimi hafife almayın. Deamon, Katy'e kitabın başından sonuna kadar yapmadığını bırakmadı. Ben bu kadar da öküzlük olmaz derken, o öküzlüğün sınırlarını zorladı. Belki bir alıntı yaparsam, bunu size daha iyi açıklayabilirim? 
"Ne yapıyorsun?" 
Başımı eğip kendime baktım. Toprak içinde olduğum ve etrafımda bir sürü bitki olduğu düşünülünce bu oldukça barizdi. "Çiçek tarhını..." 
"Sana sormadım." Kırmızı suratlı kardeşine döndü. "Sen ne yapıyorsun?" 
 Şimdi bana, "Deamon bu kadar öküzken ona nasıl böylesine aşık olabilirsin?" diye sorabilirsiniz. Uzaylıların hem öküz hem de çok romantik olma gibi bir yetenekleri varmış, bu kitapla öğrenmiş oldum. ^_^ Katy için normalde yapmayacağı şeyleri yapınca, öküzlüğünü görmezden gelmemek mümkün olmuyor.

Katy ve Daemon'ın arasındaki ilişki, komik diyaloglar, o mükemmel çekim,  beni kitabın başından sonuna kadar büyüledi. Kitap için yazılan övgülerde de söylendiği gibi, ateş ve barut gibiler. Ama birbirlerinden ayrılamayan ateş ve barut bunlar. :P

Hepsinden sonra, bir de Deamon'ın cadı kız kardeşi Dee var. Öyle tatlı bir kız ki! Uzaylıların normal insanlarla arkadaşlık etmeleri pek güvenli değil ve bu yüzden Deamon onun tüm arkadaşlarını bir şekilde uzaklaştırmış. Dee yanı başına Katy gibi yaşıtı bir kız taşındığını öğrendiğinde sonunda normal bir arkadaş bulabildiği için sevinçten deliye dönüyor. Deamon Katy'i de uzaklaştırmaya çalışsa da, Katy ve Dee arkadaşlıklarını devam ettirmeye kararlılar.

Jen kitabı çok güzel bir dil ile yazmış. Katy'nin tüm duygularını kendim yaşarmış gibi hissettim. Ve kitabın sonunda iki bölümlük Daemon'ın bakış açısından yazılmış sahneler vardı, bu onun karakterini biraz daha anlamada yardımcı oldu. Hatta mümkünse sadece onun bakış açısıyla yazılan ayrı bir kitap istiyorum! :D

ALINTILAR

"Tişörtü yok mu bunun?" diye sordum, bir kürek alırken.
"Maalesef olduğunu sanmıyorum.Kışın bile böyle.Her zaman etrafta yarı çıplak gezer."İnledi."Tenini... bu kadar çok görmek zorunda olmam iğrenç.Iyy."
Onun için iğrençti.Benim içinse kahrolası seksiydi.Stratejik noktalarda bir sürü delik.Güzel bir vücut.İğrenç tavırlar.Seksi erkeklerin kutsal üçlüsüydü bunlar."

"Hep en güzel insanların, gerçek anlamda hem içi hem dışı güzel olanların, sessizce bunun etkisinden bihaber olanların olduğunu fark ettim." Israrcı bir şekilde benimle göz göze gelmeye çalışıyordu ve bir an için orada burun buruna durduk. "Sahip oldukları güzelliği savuranlar ellerindekini  boşa harcamıyorlar mı? Güzellikleri sadece gelip geçici.Sadece gölgeleri ve hiçliği saklayan bir kabuktan başka bir şey değil."

"Sıradan bir deliydi o ama bunu olduğundan daha fazla büyüteceksin, değil mi?" 
"Bir şey yaptığım yok benim." Sakinleşmek için bir nefes aldım. "Deamon, adam bildiğimiz delilerden değildi." 
"Ah, şimdi bir de deliler konusunda uzman mı oldun?" 
"Seninle bir ay geçirdim ve bu konuda yüksek lisans derecem varmış gibi hissediyorum," diye çıkıştım. 

"Tahmin et bakalım, ne yaptım?" 
"Ne?" 
"Blog'una baktım." 
Ah, Tanrım. Bebeğim. Yüce İsa. Nasıl bulmuştu? Bir dakika. Önemli olan bulmuş olmasıydı. Blog'um artık Google'da çıkıyor muydu? Bu muhteşemdi işte. "Yine beni takip ediyorsun, anlıyorum. Yasaklama emri çıkarmama gerek var mı?" 
"Rüyanda görürsün Kedicik." Pişmiş kelle gibi sırıttı. "Ah, bekle, rüyalarında zaten başroldeyim, değil mi?" 
Gözlerimi devirdim. "Kâbuslarımda, Deamon. Kâbuslarımda." 
5 PUAN: İşte bu kitap mükemmelliğin tanımı! Kesinlikle okumalısın! 
 Her şey bir yana, kitap sadece Deamon için okunmaya değer. Ama bu diğer özelliklerinin ya da karakterlerinin kötü olduğu anlamına gelmiyor; çünkü hepsi çok güzel. Kitap sizi ilk sayfalarından içine çekecek. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder