22 Mart 2014 Cumartesi

Kitap Yorumu: Nefes Nefese - Ayşe Kulin






KİTAP KÜNYESİ:
Kitabın Adı:
Nefes Nefese
Yazarın Adı:
Ayşe Kulin
Sayfa Sayısı:
372
Yayınevi:
Everest Yayınları
Piyasa Fiyatı:
18,00

ARKA KAPAK

Tarihi ve güncel gerçekleri kurguyla harmanlamaktaki ustalığı ile bilinen Ayşe Kulin, Nefes Nefese adlı bu romanında okurlarına bir kez daha dünyanın farklı bir yüzünü aktarıyor, İkinci Dünya Savaşı döneminde yaşanan bir öykü Nefes Nefese. Avrupa’yı kasıp kavuran ve tarihin en acımasız gerçeklerinden biri olan Nazizm‘i, dönemin Türk diplomasisinin korumaya özen gösterdiği ince dengeyi ele alırken, bu tarihi planın ön yüzünde de Osmanlı vezirlerinden birinin kızıyla evlendiği Yahudi gencin aşkını ve kaçışını da dile getiriyor. Son dönemlerde yazılmış, bireylerin tarihi ile insanlığın tarihi arasındaki o kaçınılmaz kesişime ışık tutan en önemli romanlardan biri olan Nefes Nefese, usta bir yazarın başyapıtları arasında yer almaşım da haklı çıkartıyor böylece.
Her zamanki sürükleyici anlatımı ve ustalıklı kurgusuyla Ayşe Kulin bir kez daha, okurlarının gösterdiği ilginin nedenini açıklamış oluyor.

BENİM YORUMUM

Herkese merhaba! Geçen hafta Zeynep ile bir söyleşi yayınlamıştık; fakat onun dışında yorum yazma fırsatı bulamamıştım. Bloğun ilk yerli kitap yorumunu yaparak başlıyorum o zaman...



Aslında Nefes Nefese’yi sırf edebiyat sınavında soru olarak karşıma çıkacak diye almıştım ve seveceğimi düşünmemiştim. Kitap okumayı gerçekten çok seviyorum; ama “Alın şu kitabı okuyun!” denmesini biraz itici buluyorum açıkçası. O yüzden biraz ön yargı ile yaklaştım sanırım kitaba. Ön yargılarımdan kurtulmam gerektiğini ise kitabı okumaya başladığımda anladım.



Hikayemiz 1940’ların Türkiye’sinde geçiyor. Olaylar son Osmanlı vezirleriden Fazıl Reşat Paşa’nın iki kızının hayatlarını merkez alarak gelişiyor. Sabiha Türk diplomatı Macit ile evli, Hülya adında bir kızı var ve Fazıl Reşat Paşa’nın büyük kızı, Ankara’da yaşıyor. Selva ise okul yıllarından beri sevdiği Rafael -kitapta genellikle Rafo diye geçiyor- ile evli ve Fransa’da. Rafo, Yahudi olduğu için Fazıl Reşat Paşa’nın kesinlikle onaylamadığı biri; fakat Selva ailesini dinlemiyor ve Rafo ile evleniyor. Ardından ailesinin o yokmuş gibi davranmasına dayanamıyor ve Rafo ile birlikte Fransa’ya gidiyorlar.



O dönemde Hitler bütün Avrupa’nın korkulu rüyası, her sokakta SS askerleri var ve buldukları bütün Yahudileri toplayıp çalışma kamplarına götürüyorlar. Avrupa’da görev yapmakta olan Türk diplomatlar da Türk vatandaşlığı olan bütün Yahudileri kurtarmak istiyorlar. Türkiye savaş konusunda tarafsız olduğu için Almanlar Türk vatandaşlarına pek bir şey yapma taraftarı değiller bu sebeple Türk vatandaşlığı Yahudiler için fazlasıyla önemli.  Bu dönem içerisindeki olaylar sebebiyle Sabiha da kardeşi Selva için fazlasıyla endişeli. Neyse ki Tarık’ın Paris konsolosluğuna atanmasıyla bu endişesi biraz yatışıyor. Tarık, Macit’in arkadaşı ve aynı zamanda süreç içerisinde Sabiha’ya dert ortağı olmuş biri. Sabiha’yı biraz da olsa yatıştırmak adına kardeşi Selva için elinden geleni yapacağına söz veriyor.

Tarık, görevini yapmaya başladığında Sabiha’ya söz verdiği gibi kardeşi Selva için elinden geleni yapıyor. Aynı zamanda ev arkadaşı Muhlis sayesinde tanıştığı Ferit ile de kısa bir sürede iyi bir dostluk kuruyorlar ve birlikte iş birliği içerisinde Selva ve Rafo gibi yardım edebilecekleri birçok Yahudiye fayda sağlamaya çalışıyorlar.

İlk başta bahsedip bahsetmemekte kararsız kaldığım yerler vardı. Sanırım bahsetmemeyi seçeceğim sadece şunu söyleyebilirim ki ben, kitabı bitirdikten sonra asıl olayların Tarık ve Ferit’in tanışmasından sonra gerçekleştiğini düşündüm.

Son olarak şunu söylemeliyim ki kesinlikle beni hayal kırıklığına uğratmayan bir kitaptı. 



5 Tavşan: İşte bu kitap mükemmelliğin tanımı! Kesinlikle okumalısın!






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder