21 Eylül 2014 Pazar

Kitap Yorumu: Tut Elimi (Breathe #1) - Rebecca Donovan

Kitap Künyesi:
Orjinal Adı: Reason to Breathe
Seri: Breathe (#1)
Yayınevi: Parodi Yayınları
Sayfa Sayısı: 490

ARKA KAPAK

Yaşamak bir seçenek miydi hâlâ?
Aşkın ve kaybın dengesinde, uğruna mücadele edeceğim şeyi aşk belirledi ve eğilip kulağıma fısıldadı: Tut Elimi...

Daha ilk sayfasından itibaren elinizden düşüremeyeceğiniz, gerilimi yüksek bir dram...
Bir genç kızın yaşama tutunmasını sağlayan etkileyici bir aşk...
İşkence ve gaddarlıkla geçen dayanılmaz bir hayatın ortasında umuda tutunmaya çalışan Emma'nın hikâyesini  hiç sıkılmadan okuyacaksınız.

"...Uzun zamandır böylesine bir aşk hikayesi okumadığınıza eminim."
-Guardian


16 yaşındaki Emma nefret ettiği hayatından kurtulmak için gün sayıyor; tam 673 günü kaldı. Sonra Emma özgür olacak. Emma o hayatından kurtulmak için gün saymakta haklı, çünkü hayatının çekilir bir yanı yok. Babası trafik kazasında öldükten sonra, annesi alkolik olduğu için Emma'ya bakamadı ve Emma amcası ve yengesi Carol’un yanında kalmaya başladı. İşte Emma'nın kâbusu öyle başlıyor. Bunun neresi kâbus diye soruyorsanız; Emma'nın yengesi Carol kısmı kâbus. Carol Emma'ya şiddet uyguluyor. Hem de sadece ona verdiği ev işlerini yerine getirmediği, ya da son derece sert kurallara uymadığı zaman değil; istediği zaman. 

Emma'nın yazın çalışarak biriktiği paralar okul zamanında amca ve yengesinin uygun gördüğü kadarı eline veriliyor, yılda sadece iki kez alışverişe çıkmaya hakkı var, okul ve kütüphane dışında tek başına bir yere gidemez, gece saat 10'dan önce eve gelmeli ve her Cumartesi ev işlerini yapıp, her gece bulaşıkları yıkamalı Emma. Yani Emma'nın hayatı külkedisinin modern hali gibi. 

Emma'nın bu hayattan kurtulmak için tek bir şansı var: şehir dışında yüksek puanlı bir üniversite kazanıp, o evden ayrılmalı. Bu yüzden de Emma'nın tüm puanları çok iyi olmalı, okuldaki kulüplere katılmalı ; yani sosyal hayatı olmamalı. Emma da sırf hayaline ulaşabilmek için öyle yapıyor. Okulun en sessiz öğrencisi oluyor.

Ta ki Evan gelen kadar. Emma ilk başlarda Evan'ı fark etmese de, Evan daha okula geldiği ilk günden Emma'yı fark ediyor ve onu daha iyi tanımak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Emma hariç herkes Evan'ın Emma'dan hoşlandığına ikna olmuş durumda. Emma buna inanmak istemiyor, çünkü Emma’nın hayatında dikkatini dağıtacak kimseye ihtiyacı yok. Dahası, Carol onun birisiyle çıktığını öğrenirse, bu zaten cehenneme dönmüş olan hayatını daha da berbat bir hale getirir.

Ama Evan, Emma için arkadaştan daha fazlası olmakta kararlı. Olacak mı, olamayacak mı? Bunu kitabı okuduğunuzda öğreneceksiniz.

Şimdi karakterler ve kitap hakkındaki düşüncelerime gelirsek… Ana karakter Emma ile başlayalım. Bu kızdan nefret etmedim, ama fazla da sevemedim. Hatta bana kalırsa, verdiği kararlar ve düşündükleri bazı yerlerde çelişkiliydi. Evan ile ele ele tutuşuyor, sinemada omzuna başını koyuyor, her hafta sonunu beraber geçiriyorlar; ama sadece arkadaşlar. Evet, endişelerini çok iyi anlıyorum, fakat bu Evan’a işkence çektirmesini gerektirmiyordu. Evan’a gelirsek… *-* Kitapta en sevdiğim karakter kendisiydi. Emma’nın tüm kaprislerine rağmen kızdan vazgeçmedi ya, helal olsun. Kitabın önemli karakterlerinden biri de, Emma’nın en yakın arkadaşı Sara’ydı. Emma’yla tamamen zıt karakterlere sahipler; Sara okulun en havalı ve önüne gelen erkekle çıkan kızı. Emma’yla nasıl arkadaş olmuşlar bilmiyorum ama iyi ki olmuşlar, çünkü Emma’nın hayatına Sara’nın harika etkisi tartışılmaz.

Spoiler!!!

Bu kısım spoiler olmasına rağmen, özellikle bahsetmek istedim. Emma’nın kitap boyunca yaptığı en mantıksız hareket Evan birkaç ay için okuldan ayrıldığında Drew’un kollarına koşmak olmuştu sanırım. Emma’ya bu yüzden sinir olan bir tek ben olamam değil mi? Yani, tamam Evan’ın gitmiş olmasına kızmasını anlıyorum. Ama sen Evan ile çıkmamakta ısrar etmişken, nasıl Drew ile tanıştıktan iki gün sonra ona güvenebiliyorsun ki? -_-

Spoiler bitti.

Kitabın ikinci yarısı, ilk yarısına göre çok daha iyiydi. Sonunda ise hemen ikinci kitaba geçmek istedim, ama önce elimdeki diğer kitabı bitirmem gerektiği için ikinci kitap Benimle Kal biraz daha bekleyecek sanırım.


Kitabın başından sonuna kadar beni rahatsız eden diğer nokta çeviriydi. Başlarda acaba yazarın dilinden mi kaynaklanıyor diye düşündüm ama hayır, bana kalırsa problem çevirideydi.

ALINTILAR


“Hadi, şeytan evde olmadığını fark etmeden önce seni cehenneme geri götürelim.”


“Az önceki şey de neydi?” diye sordu birden. “Annesi resmen sana bayılıyor. Evan’ın dünyanın en normal şeyiymiş gibi elini tuttuğundan ise hiç bahsetmeyeceğim. Ben çıktığınızı benden gizlediğinizi sanıyordum ama siz neredeyse evlilik için gün alacaksınız ve benim bundan haberim yok!”

3,5 PUAN: İyiydi, ama beklentilerimi karşılamadı.// Güzeldi, okumanı öneririm.
Kitaba başlarken hakkında okuduğum birkaç güzel yorumla ve şu güzelim kapakla (güzel kapaklar neden beklentilerimi yükseltiyor anlamış değilim!) beklentilerimi baya yüksekti. Açıkçası tam olarak beklediğimi bulamadım. Ama genel olarak çok da kötü bir kitap değildi. Kitabın ilk başlarında sıkıldığımı hatırlıyorum, fakat ikinci yarı bunu telafi etti. İkinci kitaptan daha umutluyum. :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder