30 Ocak 2018 Salı

Kitap Yorumu: You Against Me - Jenny Downham


  Merhabalar!

  İki gün içinde ikinci yazı, daha neler? Bu mucizenin benimle bir alakası yok aslında, tamamen solda gördüğünüz müthiş kitabın eseri. Hani bir önceki yazımda ağzıma layık bir kitap bulamadığımı söylemiştim, ya? İşte sonunda buldum! Bu kadar çok sevmişken üzerinden fazla geçmeden yorumumu yazıp kitap hakkındaki güzel düşüncelerimi burada ölümsüzleştirmek istedim.

 Öncelikle kitabın konusundan bahsetmek istiyorum çünkü okumama sebep olan oydu. Aslında çok da sıra dışı olmayan iki elementi bir araya getirip bence sıra dışı bir konu ortaya çıkarmış yazar. Tecavüz ve Romeo-ve-Juliet-vari imkansız aşk. 

  Mikey'in kız kardeşi Karyn ona tecavüz edildiğini söylüyor. Ellie'nin abisi Tom ise suçlamayı kabul etmiyor. Mikey kardeşinin psikolojik sağlığından endişelenirken, Ellie diğer taraftan abisinin geleceğinin ellerinden kayıp gitmesinden korkuyor. 

  Biraz kader, biraz Mikey'in intikam planı birbirinden nefret etmesi gereken bu iki karakteri biraraya getiriyor. Sonra... sonrasını sizin okumanız gerekiyor artık.

  Kitapla ilgili okuduğum yorumlardan birinde kitap için "Aşk kitabı olmasa da kesinlikle içinde aşk barındırıyor," diyordu. You Against Me'yi tanımlamak için çok doğru bir cümle olduğunu düşünüyorum. Çünkü hikaye boyunca Mikey ve Ellie aslında birbirlerine olan çekimleri yüzünden ailelerine olan sadakatleri, bağımlılıklarıyla sınanıyorlar. Aileni korumak için başkasının ailesini yıkar mısın? Sevdiğin kalbi korumak için ailene sırt döner misin? Dönersen bu seni nasıl biri yapar? 

  Beni kitabın içine bu kadar çok çeken şey muhtemelen yazarın detaylara çok önem vererek karakterleri canlı kılmasıydı. Özellikle diyaloglar harikaydı! Yazar besbelli karakterlerinin her birinin tenine girmiş, onlarla yaşamış, beyinlerinin her köşesini didik didik etmiş ondan sonra yazmış. Zaten kendisi eskiden oyuncuymuş, oynayacağı karakterleri daha iyi tanımak için kullandığı teknikleri yazdığı karakterler için de uygulamış. 

  Bunun yanı sıra Goodreads'te kitabın türleri içinde "gerçekçi kurgu" da bulunuyor ve yazarın "gerçekçi kurgunun" hakkını verdiğini de söylemem gerek. Her zaman söylüyorum, kitabın gerçekçi olması kadar bir okuru içine çeken şey yok bence - dili hariç! Gerçekçi olması demek fizik kurallarına göre gerçekçi olması demek değil, öyle olsa fantazi ve bilim-kuru kitapları en baştan kaybederlerdi yarışı. Gerçekçi olması demek,  SPOILER! Mikey'in kendine güvenle Tom'un üzerine atladıktan sonra kendi de o kavgadan ağzı yüzü kan içinde çıkması demek. Mikey'in annesinin kitap biterken bile hala içkiyi bırakmış olmaması demek, çünkü insanlar bir günde değişmezler, değişim zaman alır. Ellie'nin sonunda, gerçekleri söyledikten, "cesurca" davrandıktan sonra bile hala babasının karşısına geçip "Mikey benin erkek arkadaşım" diyememesi, buna zaman vermesi demek. Mikey'in ikinci kez işi bırakıp Ellie'nin peşinden gittiğinde işini kaybetmesi demek, çünkü gerçek hayatta her gün işe geç gelip işin ortasında ergen aşkınla kaçamaklar yapmaya gidersen işini kaybedersin. Devam edeyim mi? Çünkü daha çook örnek verebilirim ama yazımın akıcılığı uğruna burada duracağım.  SPOILER BİTTİ!

  Ayrıca yazarın satır aralarını okumayı bilenler için tecavüz ve toplumdaki cinsiyet rolleri hakkında da çok mesaj verdiğini düşünüyorum. Özellikle Ellie'nin evindeki aile tablosuyla bu mesajlar baya açık veriliyordu. Bu çok hoşuma gitti. 

 Son olarak Türk yayınevlerine bir sorum var. NEDEN HİÇBİRİNİZ HALA BU KİTABI ÇIKARMADINIZ? Nasıl böyle bir kitap gözden kaçar hiçbir fikrim yok. Sanırım Goodreads'te arkadaşlarımın arasında bu kitabı tek okuyan olmamın sebeplerinden biri bu (ayrıca bu konuda da kendimi bir kıta falan keşfetmiş gibi hissediyorum söylemeden edemeyeceğim!). Eğer İngilizceniz varsa muhakkak okuyun derim. Ve eğer bir yayınevinde çalışıyorsanız veya çalışan birini tanıyorsanız, önce bu kitabı okuyun sonra da Türkiye'de çıkması için elinizden elen her şeyi yapın! 

  Bir sonraki yazımda (umarız kısa zamanda) görüşmek üzere! Hoşça kalın. 

Zeynep Ebrar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder