Kitabın Adı: Eğer Yaşarsam - Sen Gittiğinde
Özgün Adı: If I Stay - Where She Went
Yazarın Adı: Gayle Forman
Serinin Adı: Eğer Yaşarsam
Sayfa Sayısı: 254 - 278
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Goodreads Puanı: 3.98 - 4.17
Piyasa Fiyatı: 19,00 TL - 19,00 TL
ARKA KAPAK
Eğer Yaşarsam Arka Kapağı:
Sıradan bir günde...
On yedi yaşındaki Mia, bir genç kızın isteyebileceği her şeye sahiptir: sevgi dolu bir aile, ona âşık bir erkek arkadaş, müzik ve olasılıklarla dolu parlak bir gelecek...
... bir saniyede her şey değişir...
Bir sabah ailesiyle yolculuğa çıkan Mia'nın hayatı bir anda altüst olur. Kendini, kaza geçirdikleri arabanın enkazından yaralı bedeninin çıkarılışını izlerken bulan genç kız, parçaları yavaş yavaş birleştirince neler kaybettiğinin ve geride bıraktıklarının farkına varacaktır. Hayat ve ölüm, mutlu bir geçmiş ve bilinmezliklerle dolu bir gelecek arasındaki ince çizgide yürüyen Mia, bir günde hayatının en önemli seçimini yapmak zorunda kalacaktır.
Eğer Yaşarsam, aşkın gücünün, ailenin gerçek anlamının ve yaptığımız seçimlerin dokunaklı hikâyesi…
On yedi yaşındaki Mia, bir genç kızın isteyebileceği her şeye sahiptir: sevgi dolu bir aile, ona âşık bir erkek arkadaş, müzik ve olasılıklarla dolu parlak bir gelecek...
... bir saniyede her şey değişir...
Bir sabah ailesiyle yolculuğa çıkan Mia'nın hayatı bir anda altüst olur. Kendini, kaza geçirdikleri arabanın enkazından yaralı bedeninin çıkarılışını izlerken bulan genç kız, parçaları yavaş yavaş birleştirince neler kaybettiğinin ve geride bıraktıklarının farkına varacaktır. Hayat ve ölüm, mutlu bir geçmiş ve bilinmezliklerle dolu bir gelecek arasındaki ince çizgide yürüyen Mia, bir günde hayatının en önemli seçimini yapmak zorunda kalacaktır.
Eğer Yaşarsam, aşkın gücünün, ailenin gerçek anlamının ve yaptığımız seçimlerin dokunaklı hikâyesi…
Sen Gittiğinde Arka Kapağı:
Her şey bitti derken... Sadece bir tesadüf yetebilir...
"Ben bir nehrin akıntısına kapılmıştım, o ise kıyıda kalmıştı." Adam'ın, Mia'yı aşkıyla hayata döndürmesinin ve Mia'nın, onun hayatından çıkmasının üzerinden üç yıl geçmiştir...
Artık ülkenin bir ucunda yaşayan Mia'nın Juilliard'da yıldızı gittikçe parlamaktadır. Adam ise Mia'nın gidişinin ardından onun için yazdığı şarkılarla grubunun dünya çapında ünlenmesini sağlamıştır. Fakat elde ettiği başarılar, içindeki boşluğu doldurmaya yetmez.
Sonunda şans, sadece bir geceliğine yollarını kesiştirir. Mia'nın, evi gibi gördüğü New York'u gezerlerken birlikte geçmişe gidip kalplerini geleceğe... ve birbirlerine açacaklardır.
"Ben bir nehrin akıntısına kapılmıştım, o ise kıyıda kalmıştı." Adam'ın, Mia'yı aşkıyla hayata döndürmesinin ve Mia'nın, onun hayatından çıkmasının üzerinden üç yıl geçmiştir...
Artık ülkenin bir ucunda yaşayan Mia'nın Juilliard'da yıldızı gittikçe parlamaktadır. Adam ise Mia'nın gidişinin ardından onun için yazdığı şarkılarla grubunun dünya çapında ünlenmesini sağlamıştır. Fakat elde ettiği başarılar, içindeki boşluğu doldurmaya yetmez.
Sonunda şans, sadece bir geceliğine yollarını kesiştirir. Mia'nın, evi gibi gördüğü New York'u gezerlerken birlikte geçmişe gidip kalplerini geleceğe... ve birbirlerine açacaklardır.
Eğer Yaşarsam'ı yaklaşık iki ay önce okudum, ama bir
türlü oturup yorumunu yazamadım. En iyisi ben de devam kitabı Sen Gittiğinde'yi
de okuyarak beraber bir yorum yazmaya karar verdim. Yorumda iki kitaptan
da çok az spoiler içerebilir, ama okumayanların rahatsız olacağı
derecede olacağını sanmıyorum.
İlk kitap, Eğer Yaşarsam, 16 yaşındaki Mia'nın
ağzından anlatılıyor. Mia yaşıtı bir çok kızın isteyebileceği her şeye sahip;
çok tatlı anne-babası ve kardeşi var, Kim adında çok sevdiği bir arkadaşı var,
çok yetenekli bir şekilde çello çalıyor ve herkesin sahip olmak isteyeceği
rock'çı bir erkek arkadaşı var. Yani Mia gerçek hayatta kıskanılacak bir kız.
Ama bir gün, bir kaza geçiriyor ve BUM! Hayatı anında tepetaklak oluyor. Mia
komaya giriyor ve doktorlar yaşamasına pek ihtimal vermiyorlar. Ama o her şeyin
farkında, her şeyi görüyor ve duyuyor. Annesinin ve babasının cesetlerini
görüyor, büyükanne ve büyükbabasının gözyaşlarına şahit oluyor, erkek arkadaşı
Adam'ın uyanması için yalvarışlarını duyuyor.
Mia, yaşayıp yaşamamanın kendi seçimine bağlı olduğunu fark ediyor. Ailesi
yanında olmadan, onu nelerin beklediğini bilmediği yeni bir hayata adım
atabilir mi? Yoksa kaderini kabullenip, ailesinin peşinden mi gitmeli? Bu
seçimi yaparken, bir taraftan da tüm hayatı gözlerinin önünden geçiyor. Aslında
bu zamana kadar ne kadar da mutlu bir yaşamı olduğunu anlıyor.
Kazadan önce, kendisi de dahil, herkes onun sadece başarılı müzisyenlerin
gidebileceği okul Julliard'a (umarım okulun adını yanlış hatırlamıyorumdur)
gideceğini umuyordu, sevgilisi Adam hariç. Onun Julliard'a gitmesi Adam'la olan
ilişkisini uzun mesafede yürütmesi anlamına geliyordu ve Adam bunu
istemiyordu.
Evet, buralarda Mia'ya olan gıcıklığım başladı. :)) Yani kız iyi hoş, ama
hayatta hep istediği şeylere sahip olmuş ve bazı hareketleri sanki biraz
şımarıkçaydı. Ama yine de, ailesini bir günde kaybetmesi kısmı kesinlikle bir
trajediydi ve beni oturtup düşündürdü diyebilirim.
Sonunda Adam, Mia ile komadayken konuşuyor ve ona sadece kalmasını
söylüyor, eğer kalırsa Mia'nın Julliard'a gitmesine izin vereceğini, isterse
onunla gideceğini, istemezse kalacağını söylüyor. Ve Mia kalmaya karar veriyor.
İkinci kitap, Sen Gittiğinde, ise bundan üç yıl sonraki olayları Adam'ın
bakış açısıyla anlatıyor. Mia New York'taki Julliard'a gitmiş, (Evet, gerçekten
Adam'ı bırakıp gitmiş! >_< ) Adam ise çok ünlü bir rock grubunun tüm
şarkılarını yazan üyesi olarak -bu şarkıları Mia'ya yazmış- şöhret kazanmış.
Ama gelin görün ki, Mia'yı, onun Adam'ı unuttuğu gibi unutamamış, hatta hayatı
Mia'nın hayaleti ile alt üst olmuş, depresif bir ruh haline bürünmüş.
Şans eseri bir gece New York'ta onun konserinin afişini giriyor ve sadece
onun müziğini dinlemek için bir bilet alıyor, aklında onunla konuşmak yok. Ama
bu kez Mia onu fark ediyor ve Adam'ın hiç beklemediği bir şekilde, onunla
konuşmak için kulise çağırıyor. Aralarındaki konuşma uzuyor, ve tüm gece boyu
devam ediyor. Bu konuşmalar, birbirlerine olan duygularını da canlandırıyor;
özlem, öfke, aşk..
Şimdi, birinci kitapta Adam'ı baya sevmiştim, çok tatlı bir çocuk, ama onun
fazla sahnesi yoktu. İkinci kitapta ise tamamen Adam'a doydum diyebilirim.
Fakat Mia'ya olan antipatim azıcık nefrete dönüştü neredeyse. Yani Adam'ın o
kadar üzülmesine şahit oldum ve bunların hepsi Mia yüzünden!
Kitap boyunca ikisi de inatçılıklarıyla beni deli etmelerine rağmen, neyse
ki sonunda olaylar olmasını istediğim noktaya geldi, hoş bir şekilde sonlandı.
Son bir şeye daha değinmek istiyorum. Mia’nın hikayesinde de, Adam’ın
hikayesinde de müzik son derece ön plandaydı ve yazar müziği hikayeye çok
başarılı bir şekilde işlemiş.
ALINTILAR
Eğer Yaşarsam:
Korkma, diye fısıldadı. Kadınlar en şiddetli acıları bile kaldırabilecek güçtedirler.
Tek bildiğim ölmenin kolay, yaşamanın zor olduğuydu.
Bazen seçim yaparsın bazen de seçimler seni olduğun kişi yapar.
"Lütfen, Mia," diye yalvardı. "Bana şarkı yazdırma."
Sen Gittiğinde:
Her sabah uyandığımda kendime şu sözleri söylüyordum: Alt tarafı bir gün, katlanmam gereken sadece yirmi dört saat.
Mia derin bir iç geçirdi. "Biliyorum. Birilerinden nefret etmem gerekiyordu ve hayatta en çok sevdiğim kişi sen olduğun için kabak senin başına patladı."
3,5 PUAN: İyiydi ama beklentilerimi karşılamadı. / Güzeldi okumanı öneririm.
Bazı eksikleri olduğunu, ama yinede güzel bir seri olduğunu düşünüyorum. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder