6 Temmuz 2014 Pazar

Kitap Yorumu: Oniks (Lux #2) - Jennifer L. Armentrout

KİTAP KÜNYESİ:
Kitabın Adı: Oniks
Özgün Adı: Onyx
Serinin Adı: Lux #2
Yazarın Adı: Jennifer L. Armentrout
Sayfa Sayısı: 395
Yayınevi: DEX
Goodreads Puanı: 4.40
Liste Fiyatı: 21,00 TL

ARKA KAPAK

Daemon'la aramızda bir uzaylı bağı olmasının muhteşem olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.

Gerçi bu bağa rağmen ona direnmeye kararlıyım. Ama bunu yapmak hiç de kolay değil çünkü Daemon (kahretsin!) gittikçe gözüme daha da taş gibi görünüyor. Üstelik bu sefer Arumlardan çok daha büyük bir problemimiz var. Savunma Dairesi kasabada.

Eğer Daemon'ın yapabildiklerini keşfeder ve benim de onunla bağım olduğunu anlarlarsa ikimizi de mahvedecekler. Bu arada okula yeni biri geldi ve herkesten gizlediği bir sırrı var. Bana neler olduğunu biliyor, yardım da edebilir ama bunun için (sanki mümkünmüş gibi) Daemon'a yalan söylemeli ve ondan uzak durmalıyım. Kimi kandırıyorum ben?!

Kimse sonsuza kadar yalan söyleyemez.

Ultra yakışıklı ve ultra odun Daemon Black geri döndü!

Lux serisi, OBSİDİYEN'den sonra 2012'nin en iyi genç yetişkin kitabı seçilen ONİKS ile tam gaz devam ediyor. Daemon'a karşı koymanın imkânsız olduğunu artık siz de çok iyi biliyorsunuz...



Birkaç ay önce ilk kitabı Obsidiyen'i okuduğum (yorumuna buradan ulaşabilirsiniz) Lux serisine ikinci kitap Oniks ile devam ediyorum. Yazar Jen'in sürükleyici anlatımı ve kurgusuyla, Obsidiyen kadar olmasa da, sevdim Oniks'i de.

Şimdiden söylüyorum, yorumum bu kitabı okumayanlar için az, serinin ilk kitabını okumayanlar için ise çok *spoiler* içerebilir!

İlk kitabın sonunda Kat, Deamon ve Dee bir Arum ile savaşırken Kat Deamon'ın onu iyileştirmesi sayesinde ölümden dönmüştü ve daha sonra fark etmişti ki, bir şekilde Deamon ile arasında bir bağ oluşmuş. Bir de tam bu bağın üzerine, sürekli ona kaba davranan Deamon ondan hoşlanmaya başlayınca Katy bunun aralarındaki bağdan kaynaklandığını düşünüp onu kendinden uzaklaştırmıştı.

İşte, bu kitabın büyük bir kısmı Kat'in her dakika onu baştan çıkarmaya çalışan Deamon'ın cazibesine karşı koymaya çalışmasıyla geçiyor - takdir edersiniz ki bu öyle kolay bir şey değil! Kitaptaki en sevdiğim yerler bu ikilinin inatlaşmalarıydı, o kadar komik sahneler vardı ki...  Ayrıca, kitabın ilk sayfalarından son sayfalarına kadar Kat'in peşini bırakmayan bir problemi var. Deamon ile arasındaki bu bağ sayesinde, onun güçlerine de sahip oldu. Şöyle ki, aynı Deamon gibi nesneleri zihin gücüyle hareket ettirebiliyor, ama bu onun kontrolü dışında oluyor. Mesela, sinirlendiğinde bir binanın camlarını istemsiz olarak aşağı indirmesi gibi. Özellikle de Savunma Dairesi'nin kasabada olduğu dedikoduları etrafta kaynarken, Kat'in bu kontrolsüz güçleri onu ve hatta Deamon'ı bile tehlikeye sokuyor.

Bu kitapta bir de yeni bir karakterle tanışıyoruz; Blake. Deamon'ın değişiyle Boo, Bobby, Byron, Boris ve Blake hariç B ile başlayan diğer tüm isimler... Blake konusunda Deamon ile fikirlerimiz aynı; ikimizde çocuktan en başından beri hoşlanmadık. Ama Kat, bizim gibi düşünmüyor ve hatta işi abartıp Boris ile - ay pardon, Blake ile randevulara bile çıkıyor. Burada da devreye o randevuları basan Kıskanç Deamon giriyor. İlk kitapta Kat bana çok akıllı bir kız gibi gelmişti, ama bu kitapta tüm bu düşüncelerimi yıktı. Deamon sana o çocuğa güvenmemeni söylüyor, sen ne diye gidip Deamon'ı boş verip o çocuğu dinliyorsun? Neyse, sakinim..

Yazar, bu kitapta Arum'lardan çok Savunma Dairesi'nin üzerinde durmuş, Savunma Dairesi hakkında bir çok yeni şey öğreniyoruz ve onlardan neredeyse Arum'lardan daha fazla nefret ediyoruz! Tamam, ikisinden de aynı nefret ediyoruz.

Kitabın sonundan da bahsetmek istiyorum ama bunu yaparsam fazla spoiler vermiş olacağım... Şunu bilin ki, "Böyle son mu olur?! Bu kitabın yarısı yok!" dedirtecek bir sondu. Vee, bu kitabın sonunda da, aynı Obsidiyen'de olduğu gibi, Deamon'ın bakış açısıyla yazılmış bonus sahneler vardı. Serideki bu kısımları çok seviyorum. :D

Kitap her bölümüyle heyecan doluydu. Tansiyon hiç düşmedi; en düşük olduğu kısımlarda Deamon'ın esprileriyle ve onun mükemmelliğiyle doluydu. Zaten, Jen'in anlatımını çok seviyorum, çünkü öyle yazıyor ki, hiç sıkılmıyorsunuz ve daha fazla, daha fazla ve daha fazla istiyorsunuz. :D

ALINTILAR

"Kurabiye ister misin?" diye sordu, çikolata parçacıklarıyla dolu bir kurabiyeyi uzatarak.Midem kötü olsun ya da olmasın, bunu reddetmemin imkanı yoktu. "Tabii."Çarpık bir gülümsemeyle bana doğru eğildi; dudakları dudaklarıma çok yakındı. "Gel de al."Gel de al mı?.. Deamon, kurabiyenin yarısını o dolgun ve tamamen öpülesi dudaklarının arasına koydu.Hay ben böyle işin...  

"Ne bunlar? Sadece kitap mı?"Dolaptan portakal suyu kutusunu alırken içimi çektim. Kitapları sevmeyen insanlar bunu anlamazdı. "Evet, sadece kitap." 

Blake'e dik dik bakarak boyun eğmesini sağladı. "Sanırım bunun için ben ona yardım edebilirim."Kanepenin kolunda oturan Blake elini salladı. "Tabii. Nasıl istersen. Tamamen senindir."Deamon'ın ağzı kulaklarına vardı. "Öyle zaten."Elim suratına vurmak için kaşınıyordu. "Ben senin değilim." Ama bir yanım sözlerime itiraz etmesini istiyordu. "Sus bakayım," dedi bana doğru yürüyerek."Hadi, sıkıysa gel de sustur.""Hiç de hanım hanımcık konuşmuyorsun Kedicik."   
"O salatayı yiyecek misin?" diye sordu Dee."Yiyecek için öpüşmeyi bırakman ne sevimli." Güldüm ve tepsimi ona doğru ittim.


4 PUAN: Güzeldi, okumanı öneririm.
 Bu kitabı serinin ilk kitabı kadar sevemesem de, son derece heyecanlı ve zeki bir kurguya, sürükleyici bir anlatıma ve mükemmel bir Deamon'a sahip olan bir kitaptı. Ve ben böyle kitapları "iyi kitaplar" olarak sınıflandırıyorum. :D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder