23 Ağustos 2014 Cumartesi

Kitap Yorumu: Ruhsuz (Newsoul #1) - Jodi Meadows

KİTAP KÜNYESİ:
Orjinal Adı: Incarnate
Seri: New Soul (#1)
Yazar: Jodi Meadows
Sayfa Sayısı: 252
Yayınevi: DEX
Goodreads Puanı: 3.77
Piyasa Fiyatı: 23,00 TL

ARKA KAPAK

DENEYİMLİ RUHLAR VE RUHSUZLAR

Binlerce yıldır, Sınır'da milyonlarca ruh yeniden, yeniden dünyaya geldi, her bir yeni yaşamda da geçmiş yaşamlarındaki anılarını ve deneyimlerini beraberinde getirdi. Ana ise bir Yeniruh: yani Ana doğduğunda bir başka ruh yok oldu. Kimse bunun sebebini bilmiyor ve bu, bir felaketin habercisi olabilir.

Ana'nın bir Yeniruh olmasından rahatsız olmayanlar da var.Bunlardan biri olan Sam, yalnızca bir kez yaşayabilecek bir ruhu sevebilecek mi? Peki Ana'nın düşmanları, insanlar ve yaratıklar, onların birlikte olmalarına izin verecek mi?

Ana, varoluş sebebini açığa çıkarmak zorunda. Fakat onun bu arayışı, reenkarne olup olamayacağını öğrenmek için gittiği Kalp şehrini ve reenkarnasyon yasalarını sonsuza dek yok edebilir. 

Jodi Meadows, insan ruhuna bambaşka bir bakış açısı getiren bu hikâyede fantazya ve macerayı birleştirirken, reenkarnasyon ve ruh kavramını sorgulamamızı sağlıyor.



Merhabalaar! :)
Kısa bir süre için buraları boş bıraktığımın farkındayım, ama geri döndüm! Bu aralar pek bilgisayara oturmaya vaktim olmadı, onun dışında çok sevdiğim Ölümcül Oyuncaklar serisinin 800 sayfalık son kitabı Cennet Ateşi Şehri'ni okuyordum (yorumu yakında blog'da olacak), hem kitap uzun olduğu için, hem de serinin son kitabı olduğu için yavaş yavaş sindirerek okudum. Ama şimdi konumuz bu değil, konumuz Cennet Ateşi Şehri olduğunda onun hakkında uzun uzun konuşacağım zaten.

Bugünkü konumuz Ruhsuz. Bu kitabı konusuyla ilgili pek bir bilgim olmadan, kapağından etkilenerek almıştım (ama baksanıza şu kapağa, etkilenmemek mümkün mü?) ve uzun süredir kitaplığımda okunmayı bekliyordu, sonunda okundu! Kitabı beğenmesine beğendim, ama öyle "kesinlikle bu kitabı okuyun" tarzında değil; daha çok "eğer okumak için kitap arıyorsanız ve distopya türünü seviyorsanız, bir şans verin" tarzında.

Ana, annesi Li'yle birlikte pek kimsenin yaşamadığı Sınır'da küçük bir kulübede, toplumdan dışlanmış bir şekilde yaşayan, müziği çok seven, 18 yaşında bir kız. Ana toplumdan dışlanmış bir kişi, çünkü o etrafındaki tüm insanların ondan korkmasını sağlayan türünün tek örneği: bir Yeniruh. 

Ana'nın yaşadığı dünyada ruhlar hiçbir şekilde ölmüyor. Bedenler ölse de, birkaç sene sonra aynı ruh farklı bir bedenin içinde tekrar dünyaya geliyor ve geçmiş yaşamdaki anılarını da unutmuyor, böylece her ruhun yaklaşık beş bin senelik bir birikimi oluyor. Bu düzen insanlar kendilerini bildi bileli, beş bin senedir böyle gidiyor. Ta ki, Ana doğana kadar. Ana'nın doğumunda birkaç sene önce ölmüş olan ruh Ciana'nın tekrar doğması beklenirken, onun yerine Ana doğuyor. Bir şekilde, kendi iradesi dışında Ciana'nın doğumunu engellemesi, insanların Ana'dan nefret etmesini, hatta onunla iletişim içine bile girmemesini sağlıyor.

Ama Ana'dan en çok nefret eden kişi, öz annesi Li. Li, bizim Türk dizilerindeki kötü üvey anne karakterinin birebir aynısı. Ana'ya hem fiziksel, hem de psikolojik olarak işkence ediyor. Hal böyle olunca, Ana 18 yaşına girip, evden ayrılma hakkını elde ettiği ilk gün, varoluşunun sebebini öğrenmek için Kalp'e, yani tüm insanların yaşadığı şehre gitmek için yola çıkıyor. Ama bu, Li'nin verdiği bozuk pusula ile, hiç de kolay bir yolculuk olmayacak. Ana, Sam ile tanışmasına vesile olan, dünyasının en tehlikeli yaratıklarından hava perilerinin saldırılarına uğrayacak.

Sam, çok ama çok tatlı bir çocuk (çocuk dediğime bakmayın, aslında kendisi beş bin küsür yaşında). Ana'nın yeniruh olduğunu anladıktan sonra bile, ona kötü davranmıyor, tam tersine Sam, Ana'nın ilk arkadaşı oluyor. Onu Kalp'e götürüyor, hatta ona evini açıyor, piyano çalmayı öğretiyor.

Kitap genel olarak böyle. Tabii kitap ejderhalar, sentorlar, troller ve adını hatırlayamadığım daha birçok mitolojik yaratık; Kalp'i yöneten şeytani bir konsey, şeytani emelleri olan bilim adamları, maskeli balolar ve daha bir çok ilgi çekici şey içeriyor.

Kitabı genel olarak sevdim, ama bana kalırsa fazla akıcı değildi, bir yerden sonra "okuyayım da bitsin" diyerek bitirdim. Ana karakterlerden nefret etmedim (ama Ana'nın bazen can sıkıcı olduğunu kabul etmeliyiz), fakat aşık olduğum karakter de olmadı.

Seriye devam edeceğim, ama şuan aklımda okumak istediğim birçok kitap varken, ikinci kitap Yeniruh'u kısa zaman içinde okumam sanırım.

ALINTILAR

"Arkadaşın oldu mu hiç?" diye sordu."Onlar hakkında bir şeyler okudum ama var olduklarına inanmıyorum." 

"Tek bir yaşamım olsaydı, bunu tereddüt ederek harcamak istemezdim." 

"Geçmiş üzerine neden bu kadar çok düşünüyorsun?"Omuz silktim. "Çünkü orada değildim."

 3 PUAN: İyiydi, ama beklentilerimi karşılamadı.
Güzel kitaptı, ama eksikleri vardı. Şiddetle önermem. Ama okursanız da, okuduğunuza pişman olacağınız bir kitap değil. :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder