3 Kasım 2014 Pazartesi

'İki Kız' ile İlgili Bir Şeyler...

Merhabalaaar!
Öncelikle şunu belirtelim ki; bu postun hiçbir kitapla hiçbir ilgisi yoktur. Tamamen kitapların dışında, kendimizle ilgili bir konudan bahsedeceğiz; istemezseniz okumayıp es geçebilirsiniz. 

Blog'u ara sıra okuyorsanız, bizim 1,5 sene önce internet üzerinden tanışan ama arkadaşlığını internet dışına da taşımayı başaran o nadir ama şanslı insanlardan olduğumuzu biliyorsunuzdur. Önceleri sadece Facebook üzerinden konuşuyorduk, daha sonra Whatsapp'a geçtik, sonra o da bizi kesmedi Skype görüşmeleri yapmaya başladık. Aralarda, aksatmadan her gün konuşmamıza rağmen, birbirimize daha yakın olabilmek için mektuplaşmaya başladık, hediyeler gönderdik, birbirimize kitaplarımızı ödünç verdik... 


Ama bir zaman sonra tek istediğimiz normal arkadaşlar gibi bir yerde oturup saatlerce konuşmak olmaya başladı. Fakat ikimizde farklı şehirlerde yaşadığımız için bu imkansızdı. Tamam, çok imkansız değildi; ama şuan ki durumumuzdan, öğrenci oluşumuzdan dolayı birazcık zordu.

Ve sonra bir mucize gerçekleşti.
Zeynep'in okulu öğrencilerine Ege Üniversitesi'ni gezdirmek için bir günlüğüne Elif'in oturduğu şehre, İzmir'e gezi düzenleyecekti! Dahası, Karşıyaka'da öğrencileri 3-4 saat kadar gezmeleri için serbest bırakacaklardı. Ve tabii ki bu bizim için kaçırılmayacak bir fırsattı.

Sonrasını tahmin edebilirsiniz... Aslında, bir saniye, bu tahmin edebileceğinizden de daha güzeldi. Yaklaşık üç saat boyunca ilk kez tuşlara basamadan, ya da bilgisayar ekranıyla göz teması kurmadan konuştuk. Nelerden mi konuştuk? Nelerden konuşmadık ki? Bir gün öncesi beraber izlediğimiz film Dear John hakkında konuştuk; ikimizin en sevdiği kitap karakterleri Warner'dan, Patch'den konuştuk; Artemis'in Elif'in çok sevdiği kitap Gizli Çember'in devam kitabını neden bu kadar geç çıkartacağı hakkında konuştuk; bu olanların rüya değil gerçek olduğuna birbirimizi ikna etmeye çalıştık; Zeynep'in "boyoz"a ikide bir karıştırıp "bozok" demesine güldük; Elif Zeynep'e yıllardır yemediği kadar yemeği yaklaşık üç saat içinde yedirdi. Sonra ayrılma vakti yaklaştıkça bunu tekrarlayacağımıza dair sözler verdik.

Biz saatin nasıl geçtiğini anlamasak da her güzel şey gibi bu buluşma da sona erdi. Ayrılma kısmı biraz zordu; ama birlikte geçirdiğimiz saatlerin bize harika anılar olarak kalması paha biçilemezdi.

Sonuç olarak, biz gerçekten en büyük hayallerimizden birini gerçekleştirdik. ^_^





                  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder