29 Ekim 2014 Çarşamba

Kitap Yorumu: Karanlık Ateş (Fever #1) - Karen Marie Moning


KİTAP KÜNYESİ:
Orijinal Adı: Darkfever
Seri: Fever(#1)
Yayınevi: Epsilon
Sayfa Sayısı: 342
Goodreads | D&R | Okuoku

ARKA KAPAK

Karanlıktan korkar mısınız?

Güzel, akıllı ve normal biri olmak, görünürdekinin gerçeğini ortaya çıkarmaya yeter mi bilinmez ama MacKayla bu özelliklere sahip bir kadın olarak “gerçekler” için çaba sarf edecektir.

Tek amacı, diğer tüm normal insanlar gibi mutlu ve sade bir hayatı varken kardeşinin öldürülmesi ile mantıklı bir açıklama getiremediği tuhaflıklara son vermektir.

Anne ve babasına olan sadakatini çiğneyerek kardeşinin katilinin peşine düşen Mac, İrlanda’ya gider. Çıktığı yolculuk, onu hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, iyi ile kötünün aynı derecede tehlike yarattığı karanlık bir dünyaya sürükler. Kısa süre içerisinde ise daha da büyük bir meydan okumayla karşı karşıya kalır: Sahip olduğundan haberdar bile olmadığı gücünü – insanlık âleminin ötesindeki, tehlikeli Fae âlemini görebilme yeteneği – kullanmayı öğrenir ve istenilenden çok daha uzun bir süre hayatta kalmayı başarır.

Her hareketi, geçmişi olmayan ve Mac’in hayal ettiği gelecekle alay eden bir erkek olan karanlık ve gizemli Jericho tarafından gölge gibi izlenmektedir...



Hani Kitapların Senfonisi'nden Büşra ile beraber kitap okuma yapacaktık ya? Sonunda Karanlık Ateş ile yaptık. Ve okuduğumuz kitap Karanlık Ateş olunca, beraber kitap okuma da çok güzeldi.  *_*  Büşra'nın yorumunu okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.



Şimdi, Karanlık Ateş'e gelirsek... Daha kitabı okumadan Barrons hakkında baya bilgi edinmiştim, artık kitabı hayalimde kurguluyordum o derece. :D Ama bende serinin sadece ilk kitabı olduğu ve kısa zamanda kitap alışverişi yapmayı planlamadığım için henüz okumayı istemiyordum. Sonra Büşra'nın gazına gelip okumaya başladım... Pişman mıyım? Evet. Hayır! Pişman değilim, çünkü uzun zamandır okumak istediğim fantastik kitap buydu. Pişmanım, çünkü kısa sürede kitap alışverişi yapmayacağım. :'(

Kitap, 22 yaşındaki ana karakterimiz MacKayla'nın ablasının üniversite için gittiği Dublin'de kuytu bir sokakta vahşice öldürülmesiyle başlıyor. Tabii ki bu olay Mac ve ailesini yıkıyor, en çok da katilin; hatta ablasının katiline dair hiçbir ipucu bulunamaması onları yıkıyor. Bunun üzerine Mac, tüm pembe ojelerini ve rengarenk kıyafetlerini toplayıp, ablasının katilini bulmak için Dublin'e gidiyor. Ha, bu arada! Çok önemli bir detayı atladım; Mac'in ablası ölmeden birkaç gün önce, Mac'in telefonu bozuluyor ve Mac yeni bir telefon aldığında ablasından "tehlikede olduğunu, ona (bu kişi muhtemelen sevgilisi) güvenmekle hata ettiğini ve Mac'in Sinsar Dubh'yu bulması gerektiğini" söyleyen bir mesajı olduğunu görüyor.

Daha sonra Dublin'e geldiğinde ise işler daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Ablasının okul arkadaşları ablasını, Mac'in tanıdığından çok daha farklı bir kişiymiş gibi anlatıyorlar, polis o cinayetin dosyasının kapandığını ve açılmayacağını söylüyor, Mac daha önce filmlerde bile görmediği yaratıklar, yani Fea görmeye başlıyor, tanımadığı  yaşlı bir kadın durup dururken suratına tokat atıyor, Jericho Barrons adındaki gizemli adam ona canını kurtarmak istiyorsa hemen bu şehri terk etmesini söylüyor, bir Sidhe-kâhini olduğunu öğreniyor ama bu kelimenin anlamını bile bilmiyor. Ve bu paragrafın uzunluğunu ikiye katlamama yetecek kadar daha birçok kötü olaylar yaşıyor.

Sonunda Barrons ile, ikisinin de birbirinin yeteneklerini kullanacağı bir menfaat anlaşması yapıyorlar ve tehlikeler ardı ardına MacKayla'yı buluyor...

Kitap ve karakterler hakkındaki düşüncelerime geçersek... Barrons! *-* Barrons'ı çok sevdim ama adam hakkında 340 sayfa boyunca neler öğrendin derseniz, biraz düşünmem gerekir. Erkek, 30 yaşlarında, genelde siyah kıyafetler giyiyor, asla kapı ya da pencerelere sırtını dönmez, kocaman bir kitap dükkanı var... Evet, sanırım hepsi bu. Şu kötü çocuk tavrı ve asla kendisiyle ilgili sorulara cevap vermemesi de hiç yardımcı olmuyor. Onun hakkında kayda değer bir şeyler öğrenmeyi çok istiyorum! Öğrendikçe daha da çok seveceğimi düşünüyorum.

Mac'e ise çok farklı bir kız. Ya da benim alışık olmadığım türden diyelim. Muhtemelen etrafınızda saç, makyaj ve kıyafet manyağı kızlar vardır. İşte Mac onlardan biri. Ama bu kız aynı zamanda bir kitap delisi. Birçok konuda sinir oldum, ama bazı konularda da hak verdim ve cesaretini (her ne kadar cahil cesareti olsa da) tebrik ettim. Seri boyunca Mac çok değişiyor diyor okuduğum yorumlar, zaten kitaptaki anlatım tarzından da bunu anlıyorsunuz. 

Genel olarak kitabı sevdim, yazarın yarattığı dünya çok güzeldi. Kitabın dilini çok sevdim; sanki yazılanlar hayal ürünü değil de yaşanmış şeylermiş gibi hissettiriyordu. Ama kitabın bazı bölümleri akıp giderken, bazı bölümleri hiç gitmedi. Bir de, en çok dikkatimi çeken şey, kitabın genel olarak Mac ve Barrons üzerine odaklanmasıydı. Onlar dışında kitapta önemli olan karakter yoktu. Normalde böyle fantastik kitaplarda 5-6 kişiden oluşan bir ekip olur kitabın merkezinde. Bu kitapta yoktu. Umarım diğer kitaplarda yeni ve kalıcı karakterlerle tanışırız.

Kitabın sonu anında diğer kitapları da sömürme isteği uyandırdı içimde. Ama maalesef, çok üzgünüm diğer kitaplar. En azından diğer alışverişe kadar beklemek zorundasınız. :(

ALINTILAR

Bu arada, kitapları filmlerden daha çok severim. Filmler size ney düşüneceğinizi anlatırlar. İyi bir kitap ise bazı şeyleri hayal gücünüze bırakır. Filmler size pembe renkli evi gösterirler. İyi bir kitap, pembe bir ev olduğunu anlatır ve detayları sizin boyamanıza, hatta belki çatı modelini seçmenize ve kendi arabanızı o evin önüne park etmenize olanak tanır. 

"Bazen, Bayan Lane," dedi, "insan geleceğini kucaklayabilmek için geçmişiyle bağlarını koparmalıdır." 

"Yavaşça derin nefes al," dedi Barrons. "Üstesinden gelebilirsin. Zihninizi buna yoğunlaştırın Bayan Lane." 
Aceleyle biraz hava yuttum. Hiçbir faydası olmamıştı.  
"Nefes alın, dedim. Sudan çıkmış balık taklidi yapın demedim."


4,5 PUAN: Harikaydı! Okumazsan çok şey kaybedersin. // Güzeldi, okumanı öneririm.
Kitabın birkaç ufak eksiği vardı; bazı bölümleri biraz sıkıcıydı. Ama bunlar dışında, uzun zamandır aradığım fantastik kitaptı. Diğer kitaplardan büyük beklentilerim var.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder