20 Ekim 2014 Pazartesi

Kitap Yorumu: Opal (Lux #3) - Jennifer L. Armentrout

KİTAP KÜNYESİ:
Orjinal Adı: Opal
Seri: Lux (#3)
Yayınevi: DEX
Sayfa Sayısı: 420
Goodreads | D&R | Okuoku

ARKA KAPAK


Hâlâ kendini beğenmiş öküzün teki olsa da artık Daemon'a direnmekten vazgeçtim çünkü, off... ona çılgınlar gibi âşığım.


Daemon'ın duygularından bir türlü emin olamıyordum ama son günlerde hiç tahmin etmediğim kadar ciddi olduğunu kanıtladı. Birlikte akıl almaz tehlikelerden geçmiş ve bölük pörçük ilişkimizi bir araya getirmeye kendimizi öyle kaptırmıştık ki... şey... ah tamam, söylüyorum işte: O yanımdayken tüm bedenimin
titremesini dindiremiyorum, birlikteyken adeta ateş alıyoruz.

Ama bizim dışımızda bir sürü sorun var. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ailesini koruyamıyor, ona yardım etmeliyim.

Yaşadıklarımdan sonra artık eski Katy değilim. Bambaşka biriyim, geleceğim öyle belirsiz ki... Bizi sorunların çözümüne yaklaştıran her adım, aslında içinden çıkamayacağımız korkunç bir organizasyonun parçalarına götürüyor.

Ölümler hâlâ acı veriyor, yardımlar en beklenmeyenden geliyor ve dostlar en ölümcül düşmanlara dönüşüyorlar ama biz geri adım atmayacağız. Sonunda dünyamız sonsuza kadar paramparça olsa bile.

Birlikte güçlüyüz... ve onlar bunu biliyorlar.

Kimse Daemon Black kadar baştan çıkarıcı olamaz! Lux serisi, Obsidiyen ve Oniks'ten sonra OPAL ile ısınmaya devam ediyor!



Merhabalaar!


Bu aralar okul yüzünden değil yorum yazmaya, kitap okumaya bile zamanım olmuyor inanın. Şöyle oturup soluksuz, yapacak bir işim olmadan kitap okumayı özledim valla. Hayır, henüz 12. sınıf falan da değilim. Daha 11'im ama şimdiden 12 gibi hissetmeye başladım. Seneye nasıl olacak tahmin bile edemiyorum.

Neyse, lafı fazla uzatmadan konumuza geçelim. :D
Bugün okullar açılmadan önce okuduğum, ha şimdi ha sonra derken bir türlü yorum yazamadığım güzel kitap Opal'e, aklımda kalanlarla bir yorum yazacağım. :D Üzerine 6-7 tane kitap okuduğum için ayrıntılar gitti zaten, o yüzden yorumun spoiler içermesinden endişelenmenize gerek yok. Tabii bu Oniks'i okumayanlar için geçerli değil.

Oniks Deamon'ın kayıp kardeşi Dawson'ın bulunduğu sahnede sona eriyordu. Opal de bundan birkaç gün sonrasında yine Dawson ile başlıyor. Dawson yaşadıklarından sonra normal olarak, agresif tavırlar sergiliyor ve tek istediği Beth'i bulmak. Dawson'a kalsa kapı kapı Beth'i arayacak, ama Deamon ve Kath diğerleriyle birlikte kendini ele vermemesi için Dawson'a, eğer davranışlarını kontrol altına alırsa Beth'i onunla birlikte arayacakları sözünü veriyorlar.

Fakat nerede olduğuna dair bir tanecik ipucuna bile sahip olmadıkları bir kişiyi nasıl bulabilirler? Ayrıca, nerede olduğunu öğrenseler bile, Beth'i kurtarmak için geçmeleri gereken SD'nin güvenlik önlemlerini saymıyorum bile. İşte burada Blake giriyor. Blake'i hatırladınız mı? Oniks'de benden yeteri kadar küfür yediğini sanıyordum, ama yetmemiş belli ki. Çünkü bu kitapta daha fazlasını yedi. Ne diyorduk? Blake geri dönüyor. Blake'in planları var... bunlar bizimkilerin yararına da olabilir zararına da. Bunu söylemeyeceğim. Ama her halükarda, kitap boyunca içimden Deamon'a Blake'i öldürmesi için yalvardım. Umarım Köken'de bu dileğim gerçekleşir.

Bu kitabın en sevdiğim kısmı, artık Deamon ve Katy'nin çekişmelerine son verip, birbirlerine olan aşklarını kabullenmiş olmalarıydı. ^_^ Ve tahmin ettiğim gibi bu halde daha da tatlılar. Bazı okuyucular Deamon'ın öküz halini daha çok sevmiş, ama ben öyle düşünmüyorum. Kesinlikle Opal'deki Deamon, Deamon'ın en harika versiyonuydu. Kitapta Katy ile olan ilişkileri oldukça ön plandaydı ama bu öyle vıcık vıcık bir ilişki değildi; tam tersine benim sürekli Katy&Deamon sahnesi okumayı istememi sağladı. Jen romantizmi macerayla çok iyi dengelemiş. 

Bunlar dışında kitapta birçok ağzınızı bir karış bırakacak olay yaşanıyor. Yine ölümler oluyor. Ama hepsi bir tarafa, o kitabın sonu... Sırf o son yüzünden kitabın başında kalp hastaları için uyarı yapılmalı.:D Geçenlerde yorumunu yaptığım Çığlık'ta da aynı böyle olmuştu. Bu yazarlar neden kitaplarını normal bir şekilde bitiremiyorlar? Hadi aklımızda soru falan bırakın, ama böyle paragraf ortasında bitmiş gibi hissettiren sonlar yazmayın lütfen! 

Neyse ki Köken var elimde. Kısa süre sonra okumak istiyorum ama seri bitsin de istemiyorum. Uzatabildiğim kadar uzatmak istiyorum. :D

ALINTILAR


Her şey gelip üzerinde hiçbir hakkımız olmayan zamana çatıyordu. 


Sınıfa önce Carissa, sonra da Deamon geldi. Deamon sıramın üzerine mocha latte koydu. Havaya tarçın kokusu yayıldı.   
"Teşekkürler." Sıcak bardağı tuttum. "Seninki nerede?" 
"Bu sabah susamadım," dedi, kalemini çevirerek. Omzumun üzerinden baktı. "Selam Lesa." 
Lesa iç çekti. "Benim de bir Deamon'ım olmalı." 

Dawson eğildi, başını avuçlarının arasına aldı. "Sen çeneni hiç kapatmaz mısın?" 
"Yalnızca uyurken," diye yanıt verdi Blake. 
"Bir de ölünce," diye laf attı Deamon ona. "Ölünce o çenen kapanacak." 
Blake dudaklarını birbirine bastırdı. "Mesajı aldım."

5 PUAN: Harikaydı! Okumazsan çok şey kaybedersin.
 4,5 puan verdiğim Oniks'ten sonra Opal, serinin en sevdiğim kitabıydı. Kitabın kurgusu, aksiyonu, verdiği duygular, sonu, başı... hepsi. Hepsini çok sevdim. *-*


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder